24 Şubat 2009 Salı

Yaratılış ve Kıyamet (I)

İnsan gördüğü şeye inanır.. Ve biter. Bu kadar. Karmaşıklaştırmaya gerek yok.

Ama görmediği şeyler için? Fikir yürütür, hayal kurar, korkular, umutlar, paranoyalar, inançlar yaratır.

Bunun nedeni tabii ki tanrıdır. Çünkü bu tanrının en büyük özelliklerinden birisidir ve kalıtımsal olarak nihayetinde insanada geçmiştir. Çünkü tanrı kördür. Yarattığı her şey, ya da yaratmak istedikleri kafasında bir hayal dünyasıydı vaktiyle. Ve o dünyayı yarattı. Hayal ettiği gibi yarattı insanları, dünyayı, her türlü haşerat ve tabiatı. Buraya kadar her şey iyi gitti. Ancak sıçış şurada başladı ki; hayal ettiklerini yaratan tanrı hayalini yarattıktan sonrasını hayal edemedi. Nedeni hayallerin ayrıntılı olarak düşünülmemesi yani hayalin bir bütün olarak güzel olmasından kaynaklanmaktadır. Yarattığı varlıkların ve düzenin işleyişi hakkındaki etkileride bundan sonra fikir yürütmeye kaldı ve olaylar artık tamamen iki bağımsız senaryoya dönüştü. Bu senaryolar bazen birbiriyle kesişti bazen paralel gitti bazende birbirlerine zıt giderek çarpıştılar. Hal böyle olunca melekler, şeytanlar gibi mahlukatlar ek senaryolar ya da senaryodan da öte bir anlatıcı rolünde tanrı tarafından yazıldı ve yaratıldı. Bu senaryoları dinleyen tanrı bir bakıma kendine kılavuz tayin etti. İlk başlarda bu kılavuzlar ile işler rayında gitsede kılavuzluk yapan muhterem zatlar senaryo içinde kendi senaryolarınıda yazmayı ihmal etmediler. Ve bu rutin işleri arasına eğlenmek için bu yan senaryoları tanrıya sunmaktan da öte durmadılar. Bu durum yaratılıştan itibaren günümüze dek bu şekilde kör topal idare ederken, şeytanın binlerce ek senaryolarından birinde keyf olsun diye yazdığı bir insan seçimi ve bu seçilmiş insana bahşettiği bilgi birikimi, oyunda belki son perdeyi işaret etmiştir. Bu insana verilen bilgi; tüm bu düzenin nasıl işlediğini idrak edebilme yetisidir. Ancak şeytanın bu eğlencesinde hesap etmediği ya da gözden kaçırdığı nokta bu insanın yazar olması, yazar olmasının yanında da ününün yazdığı kıyamet kitaplarından gelmesidir. Tüm bu düzenin işleyişine malik olan insan kararını vermiştir. Tüm yazılanları toparlayacak, düzenleyip yeniden bir işleyişe koyacak ya da bu düzenin sonunu hep hayal ettiği gibi kendi yazacaktır.